Ciltte oluşan kırışıklıklar malumunuz bütün kadınların ortak derdi.Kaz ayakları,Göz altı torbaları,göz çevresi kırışıklıkları ve diğerleri...
Cilt hastalıkları uzmanı uzm.Dr.Betül Şengör uyguladığı PRP adlı yöntemle kadınlara ciltlerini gençleştirmeyi öneriyor.Nasıl yapıldığını merak ediyorsanız makalenin devamını okuyun.
1. PRP tek başına ne kadar etkilidir? Sonuçları nelerdir ve etkisi ne kadar sürer?
2. PRP tek seferde mucize yaratan bir hücresel tedavi yöntemi midir?
3. Tedavinin herhangi bir yan etkisi var mıdır?
4. Her yaş grubunda ve cilt tipinde aynı etkiyi yaratması mümkün müdür?
5. Özellikle hangi yaşlanma sorunlarına çözüm getirir?
6.Kendi kanınızla gençleşmenizi sağlayan PRP, hangi yöntemlerle uygulanırsa kalıcı ve güçlü sonuçlar elde etmek mümkündür?
PRP nedir?
Platelet Rich Plazma kelimelerinin baş harflerinden alınan PRP; günümüzde cilt gençleştirme yöntemlerinden hücresel tedavide gelinen en iyi noktalardan biridir. Platelet trombosit demek olup; trombositler kanımızda var olan hücrelerdir. Sayıları ortalama 300 000 kadar ve ömürleri 4 gündür. 2-4 mm çaplı bu hücreler kanın pıhtılaşma veya akışkanlık özelliklerini ve yaraların iyileştirilmesinde yara yerinin temizlenmesi görevlerini yerine getirir. Ayrıca trombositlerden salınan büyüme faktörleri hücrelerin onarım mekanizmasını devreye sokarak yaraların iyileşmesini sağlamaktadır.
Anti-aging ve PRP ilişkisi;
Cildin ışıklarla, lazerle veya kimyasal peelinglerle uyarılması aslında sınırlandırılmış hasarla ciltte onarımı ve gençleşmeyi tetiklemektir. Kısacası ciltte çok hafif hasar yaratır gibi yaparak cildi uyarıp; yara iyileşme mekanizmasını devreye sokmak aslında cildi gençleştirmek için bir tetiktir. Çünkü hücreler uyarı sonrası harekete geçer; yara iyileşmesini taklit edercesine üretim başlar, kollajen ve elastik lif üretir, dolaşım artar, dokunun uyarılan bölgesi temizlenir, arınır; dolayısıyla rengi açılır, damarları iyileşir, cildin sağlığı eskisinden daha iyi olacak şekilde geri kazanılır.
Cilt uyarılmazsa yaşlanır; sloganım adeta, ancak burada vurgulamak istediğim şu, mekanik veya kimyasal, iğneli veya iğnesiz cilde uygun olan doğru yöntemleri kullanarak cildi uyarmakla yılları geriye çevirmiş, anti-aging yapmış olabilmekteyiz.
PRP tek başına ne kadar etkilidir? Sonuçları nelerdir ve etkisi ne kadar sürer?
Hücresel tedavi yöntemi ile kastedilen, hücrelerin çalışmasını teşvik etmek ve ihtiyacı olan malzemeleri vermektir. Bu yöntem hücrelerin çalışmasını tetikleyen büyüme faktörlerine ortam sağladığı için, anti-aging tedavide değişmeyecek bir yere oturmuş durumdadır.
PRP tedavisinin tek başına yeterliliği, kişinin yaşına, yaşanmışlığına, cildin görünen ve analiz edilen sonucuna göre değişecektir. Cildi güneşten yıpranmış ve sarkmış da olsa yapılması faydalıdır, sadece cansız ve soluk görünüyorsa da yapılabilir.
Tedavinin herhangi bir yan etkisi var mıdır?
Bu tedavi otolog yani kişinin kendi hücresinin tekrar kendisine verilmesiyle ilişkili olduğu için zararı yoktur, uygulanabilir; ancak beklentileri açısından uygulayan hekimin hastasını doğru tedavilerle gerekirse desteklemesi uygundur.
Her yaş grubunda ve cilt tipinde aynı etkiyi yaratması mümkün müdür?
PRP tedavisinin sonuçları, kişinin yaşı, cildini güneşten koruma şekli, sigara içip içmemesi, stres, beslenme, uyku durumları ile ilişkilidir. Her tedavide bu geçerlidir, insan hücrelerden oluşan canlı bir mekanizmadır. Tetiklenen hücreler 2-3 hafta içinde ürettikleri kollajen, elastik liflerin gerginleştirici etkinliklerini cilde yansıtmaya başlar, ciltte nemlenme etkisi ise daha erken fark edilebilir.
Özellikle hangi yaşlanma sorunlarına çözüm getirebilir?
Güneşten etkilenen ciltlerdeki homojen olmayan renk sorununa çözüm getirebildiği gibi ciltteki savunmayı arttırarak kuruluk veya hasarla ya da cilt ekzemasıyla ilgili sorunlara da iyi gelebilmektedir. 30 yaş üstü her cilde sağlık kazandırmak adına uygulama yapılabilir.
Kendi kanınızla gençleşmenizi sağlayan PRP, hangi yöntemlerle uygulanırsa kalıcı ve güçlü sonuçlar elde etmek mümkündür?
Anti-aging prensibinde kişinin kendi ihtiyaçları doğrultusunda doğru yöntemleri kombine etmek vardır. Şöyle ki; dinamik olan yani kasa bağlı olarak cildin hareketi ile oluşan kırışıklıklarda elbette ki botulinum toksin uygulaması en doğru çözümü sunmaktadır. Çünkü bu tedavi ile çalışan kaslar gevşetilir ve geçici olarak çalışmaları yavaşlatılır ve uygulanan bölgenin cildinin gerginliği geri kazanılmış olur.
Örneğin cilt altı dermis dediğimiz bölgenin hyaluronik asit rezervi yaşla birlikte azalmaktadır; bu bölgeye çeşitli dozlarda hyaluronik asit enjekte edilebilir. Bu tip enjeksiyonları dolgu enjeksiyonu adı altında toplamak tam doğru değildir. Bu yöntemle hedef, ya kaybedileni yerine koymak, ya da boşlukları doldurmaktır, yüzü şişiren yöntemler ise cerrahi olarak uygulanan fazla yağ enjeksiyonlarıdır. Yağ enjeksiyonları da bilinçli ellerde çok başarılı olup; günümüzde kök hücre teknolojisi ile beraber fazla şişmeden hem de hücresel canlanmayla beraber uygulanabilmektedir.
Vitamin iğneleri ya da mezoterapi ile yapılan cilt uygulamalarında hedef, çalışan hücrelere direk olarak ihtiyacı olan maddeleri vermektir. Bu sayede hücreler bu vitamin, mineral ve aminoasitleri kullanarak üretime geçmekte ve kollajen, elastik lif ve hyaluronik asit sentezlemektedir.
Ayrıca daha önce de bahsettiğim gibi hafif hasar yaratan yöntemler de hücreleri uyarmak ve çalışmaları için teşvik etmek için uygun yöntemlerdir, bu nedenle IPL, lazer ve kimyasal peeling yöntemleriyle beraber PRP tedavisi rahatlıkla uygulanabilir, sonuçlar çok daha iyi olabilmektedir.
Kaynak:Uzm.Dr.Betül Şengör - www.cildiminsagligi.com'dan alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder